Trabzon’da bir dolandırıcılık hikayesi
Mart Kapıdan baktırır ya!
Atasözleri boşa söylenmiş sözler değil elbette. Atasözümüz “Mart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır” dedirtiyor tam da bu akşam işte. 29 Mart 2014 Trabzon’un Araklı ilçesine bağlı Yiğitözü mahallesindeyiz. Akşam saatlerin de başlayan fırtına, önce fındık dallarını kırıp yollara döküyor. Ardından hırsını alamıyor daha da şiddetleniyor rüzgar. Bizim Mereğin çatısındaki sac, belli ki bir yerinden çividen kurtuluyor, tempolu bir halde mereğin çatısını dövüyor. Bunu büyük odanın penceresinden dinliyorum.
Akşam yemeğimizi yatsıdan sonra yiyoruz, arka kapıya çıkıyorum, tek tük kar taneleri uçuşuyor. Anne ve babam İstanbul’dan daha dün gelmişlerdi, onlar giderken kar vardı, şimdi geldiler yine kar geldi. Kapıdan dönünce “kar yağıyor, tipi şeklin de “dedim. Annem güldü, babam “hemi hemi” dedi. Mutlu mu oldular, mutsuz mu anlayamadım! Fındıklar yaprak açmış, meyveler meyveye durmuş, yaz geldi derken kar gelmiş, nasıl bir duygudur! Kalkıp karşıya geçtik, biraz daha sıklaşmıştı tipi şeklindeki kar yağışı.Biraz daha oturunca saatler 23.30’a gelmişti ki kalktık, arabanın ön camında biriken kar, tam da sileceğin kaldırabileceği en son ağırlıkta, cam kapanmış, üzerinde 3 santim kar var. Mahalleden inerken bir fotoğraf çekip, 29 Mart 2014’te yağan bu karı, bizim gurbetçilere anlatalım dedik. Ben kar yüzünden secde edercesine yerlere eğilmiş fındık dallarının fotoğrafını çekmeye çalışırken, mahallenin dolmuşu Mehmet Hacıhamzaoğlu’da eve yeni dönüyordu. Ne de olsa bir 29 mart anısı diyerek ona da pek belli olmasa da bir kare fotoğraf çekebildik.